Bazen hiç umulmadık zamanlarda güzel şeylerle karşılaştığımız oluyor. Umutlanıyoruz böyle durumlarda. Karamsarsak eğer o durumdan sıyrılıyoruz hemen. İşte böyle zamanalar da yaşama daha bir ümitle bakıyor ve geleceğin geçmişten daha güzel olacağını düşünüyoruz.
İnsan zaten umutla yaşamalı. Umudu bir an bile kaybetmemeli. Zaman zaman karamsarlığa düşse bile ondan sıyrılmasını bilmeli. Bu durumu nede güzel ifade eder büyük şair Mehmet Akif, “Ye’s öyle bir bataktır ki, düşersen boğulursun. Azmine sarıl sımsıkı bak ne olursun.”
İnsanların olduğu gibi milletlerin ve devletlerinde ümitli ve ümitsiz olduğu zaman dilimleri vardır. Bazen bir darboğaza girip, ne yapacağını şaşırırlar. Bazen basiretsiz yöneticilerin elinde karamsarlığın adeta dibine vururlar. Bazende şahlanmasını bilirler.
Bir lider önce vatanını ve milletini herşeyden çok sevmesini bilmeli. Şahsi çıkarları için değil, milletinin ve devletinin çıkarları için yaşamalı. Eğer gerçek manada liderlik edecekse, bunu uzun vadeli düşünmeli, bunun planlarını yapıp öyle çıkmalı yola. Gelip geçici heveslerle, siyasi hırslarla gerçek lider olunamaz. Lider herşeyden önce milletinin ve devletinin tarihinde önemli bir rol oynamayı istemeli. Gelip geçici heveslerle düşülen yolların sonuna hiç bir zaman ulaşılamamıştır.
Bizimde içinde yer aldığımız Ortadoğu coğrafyası dünyanın adeta merkezidir. Osmanlı’nın yıkılışıyla birlikte, yaklaşık bir asırdır bu coğrafyada işler pek iyi gitmemektedir. Güçlü olanlar buralarda kendi hegomanyasını kurmak istediği için, akan insan kanı hiç kimsenin umrunda olmamaktadır. Hatta kendi menfaatleri için bu kanı bizzat akıtmaktan geride durmamaktadırlar. Birinin çıkıp ‘bir dakika’ demesi gerekmekteydi.
14 yıldır Türkiye’yi yönetmekte olan Recep Tayyip Erdoğan, son aylarda güçlü liderliğini bu Ortadoğu coğrafyasında hissettirmeye başlamıştır. Suriye’den bize gelen terör tehdidi için elini taşın altına koymuş ve gerekeni yapmıştır ve operasyonlar devam etmektedir. Olması gereken tam da budur. Suriye yönetimine “sen ülkene sahip çıkıp şehirlerinde terör yuvaları oluşmasına izin veriyorsan, ben gelir oraları zabtederim” denmiştir. Hem de menfaati için bu coğrafyada konuşlanmış sırtlan devletlere rağmen bu operasyonlar yapılmaktadır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yaptığı bir konuşmada, “Kurulan tuzakları ve oyunları bozacağız. Burada da bozacağız, Suriye’de de, Irak’ta da, Afrika’da da bozacağız…” Yani “ bu coğrafyanın sahibi biziz. Bundan böyle bir oyun oynanacaksa bu oyunu biz oynarız” denilmiştir.
Yaşam yolculuğumuz devam ederken, karanlık gecelerle de karşılaşacağız. Güneşli günlerde göreceğiz. Yıkılmamak, yılmamak, asla ümitsizliğe düşmememiz gerekiyor. Yeniden bir diriliş gerçekleşecekse bu coğrafyada, akan kanı durduracaksak, herşeyden önce ümidimizi yitirmememiz gerekmekte. Bu milletin 15 Temmuz’da ortaya koyduğu mücadele ve direniş, bu ümidimizi binlerce kat arttırmış bulunmakta.
Dünya yeni bir doğuşa ve uyanışa gebe. Ve bu uyanış bizimle başlayacak. Ümidinizi yitirmeyin. Sabırla bekleyin. Her karanlık gecenin ardından güneş tekrar doğmaktadır. O doğacak güneşte sizinde bir katkınız olsun. Karanlıkta boğulup kalmayın, aydınlık için çaba sarfedin lütfen.
Yenigün Gazetesi / 07 Kasım 2016