Bendeniz radyoyu bir kültürel argüman olarak görüyorum. TV ve internetin yaygınlaşmasıyla birlikte, dinleyici nezdinde kendine bir yer bulmakta zorlansa da, radyo hayli uzun bir geçmişten beri, yayın yapan ve kulaklarımıza hitap eden, eski zamanlarda dikkatle dinlenilen bir argümandı. Evet eskisi kadar ilgi görmüyor bu doğru ama bu radyonun kültürel bir değer olduğunu ve kaybedilmemesi gereken bir araç olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Uzun yıllardır bir çok radyoda çalışma ve program yapma imkanı buldum. İlk başladığım yıllardaki gibi bir radyo ve o zamanlardaki gibi bir radyoculuk kalmadı ama hâlâ radyolar yayın hayatlarına devam ediyor ve kendilerine bir dinleyici kitlesi bulabiliyorlar.
Tabi radyoları olumsuz etkileyen bir çok faktörün en başında internetin hepimizin hayatında haddinden çok fazla yer edinmiş olması var. İnternetin bu kadar yaygınlaşmasıyla birlikte, radyolarda eskisi gibi dinlenilmiyor bu kabul etmemiz gereken bir gerçek.
Sahadan gözlemlediğim kadarıyla söyleyebilirim ki, müzik ağırlıklı radyoların popülerliği ve dinlenirlik oranları, kültürel ve daha fazla konuşmaya dayalı radyolardan daha az. Çünkü insanlar internet ortamından istedikleri an, istedikleri müziklere ulaşabiliyorlar. Hele ki akıllı cep telefonlarının adeta vazgeçilmezlerimiz arasına girmesiyle, müziğe ulaşım avuçlarımızın içinde. Konuşmanın daha fazla olduğu radyolar ise dinlenilmeye devam edecekler. Sayıları hayli azalmış olsada, bu radyolarımızın hepsine gerçekten büyük saygı duyuyorum. Tüm zorluklara rağmen yayınlarını devam ettiriyorlar. Bu alkışlanacak bir durum.
Tabi kültürel ve konuşmaya dayalı yayın yapan radyoların dinleyici kitlesi, sanıyorum daha çok öğrenme amacıyla bu radyoları dinliyor. Çünkü sürekli konuşmaların olduğu ve dinleyicisine bilgi aktarma görevi edinmiş radyolar bunlar. Zaten şöyle bir bakarsak elde kalan bu radyolara, neredeyse tamamına yakınının islamî içerikli yayınlar yaptığını görürüz. Yani islamı tebliğ amacıyla yayınlarını devam ettiriyorlar. Ve bir çoğu zorlu ekonomik şartlara rağmen hayatta kalmaya çalışıyorlar. Bir ulvî gayeleri olmasa hiç biri, bir gün bile yayınını devam ettirmez inanın.
Geçtiğimiz aylarda Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşmasında, gençliğe yönelik bir radyo kuracaklarından bahsetmişti. Radyo konusuna değinmişken, genç kuşağımızın dinleyebileceği pek bir radyonun olmadığını gözlemliyorum. Z kuşağıda denilen yeni nesil gençlik, zaten çok radyo falan dinlemiyor. Peki bu gençliğin suçu mu? Bence tamamen onların suçu değil. Onlara hitap eden kaç tane radyo var ki? Ben göremiyorum. Sabırsız gençlik, uzun uzun konuşmaların olduğu radyo programlarını asla dinlemiyor. İnternet ortamındaki videoların bile bir kaç dakikayı geçmeyenleri onların ilgi alanına giriyor. O nedenle cumhurbaşkanının gençliğe yönelik bir radyo vurgusu bence önemli. Tabi gençliğin dilinden anlayan, onlara hitap edebilecek birileriyle bu radyo kurulursa ilgi görebilir. Yoksa boşa bir çaba olmaktan öteye geçemez.
Ama gençliğin nabzına göre şerbet verecek bir anlayışla yayın yapacak radyo eksiğimiz olduğunu kabul ediyorum. Bunca bilgi edinme ve eğlenme argümanının yanında böyle bir şeye gerek var mı? Evet var. Gençlerimizin ilgisini çekecek, onların merak kabiliyetlerini artıracak ve onları yönlendirebilecek bir radyo neden olmasın! Genç arkadaşlarımız, genç kuşağımız bilgiye aç bir şekilde yetişiyor. Okullar, tv, internet bu açlığı doyurmaya yetmiyor. Evet bu ortamlarda da elbette bilgi var, elbette ihtiyaçlar karşılanabilir ama sorun bilgiye ulaşmak değil ki! Asıl sorun gençlerimizi yönlendirecek doğru uyarıcıların eksikliği. Mesela böyle gençliğin nabzına göre hitap eden bir radyoda, yine gençlerin sevdiği bir yazar veya sanatçı çıkıp, gençliği yönlendirici cümleler sarf etse, inanın o gençler dinlerler ve önerilenleri yaparlar. Sadece merak uyandırılsa bile bu iyi bir hizmet olur. Çünkü bilgiye aç olmak başka, onların açlığının doğru şekilde yönlendirilerek giderilmesi başka.
Evet yazıyı uzattım farkındayım. Radyonun hayatımızda önemli bir yer edindiğini ya da edinmesi gerektiğini düşünüyorum. Dinlenilecek çok radyo var ve içlerinden size iyi gelecek programlar mutlaka vardır. Bu yüzyıllık kültürel varlığımıza sahip çıkmak da bence hepimizin görevi.