Bir çoğumuzun hayatında olan bir gerçeklik şu; memnun olmama hali. Şu an ki yaşadığımız hayata bakıyoruz ve bu bizi hiç tatmin etmiyor. Çünkü insan nefsi tatminsiz bir yaratılışla yaratılmış.
Evet tatmin olmuyoruz, doyumsuzuz, hem de her şeye karşı. Bir şeyi elde ettiğimizde daha fazlasını istiyoruz hep.
Belki bir çoğumuz şükretmeyi biliyor olsak da, genellikle içinde bulunduğumuz şartlardan hiç memnun değilizdir. Bu da bizi ruhsal bunalımlara sokmakla kalmaz, her şeye karşı bir isteksizlik, bir bıkkınlık, yaşamdan keyif almama, istenilen hayatı yaşayamama durumuyla karşı karşıya bırakır bizi. Bu durumda da, yani bir olumsuz ruh haliyle, olumlu bir sonuç elde edemeyiz.
İşte tam burada devreye girmesi gereken çok önemli bir şey var; hayaller, hedefler, gelecek planları… İçinde bulunduğumuz şartlara hiç aldırış etmeden, onlara takılıp kalmadan, gelecekte nerede olmak istediğimizin hayalini kurmakla başlayabiliriz yeni güne. Hayal ve hedeflerimiz olmazsa zaten yerimizde sayarız, her günümüz eşit geçer ve kaybedenlerden oluruz! İşte çerçeveletip duvarımıza asmamız gereken müthiş sözlerden birincisi;
“İKİ GÜNÜ EŞİT OLAN, ZİYANDADIR.”
Hz. Peygamberin bu sözünü bir an bile unutmamız gerekir.
Hedeflerimiz olsun, hem de büyük hedeflerimiz. Ne kadar büyük hedef koyarsak hayatta başarılı olma oranımız o derece artar. İşte çerçeveletip duvarımıza asmamız gereken ikinci müthiş söz;
“HEDEFİNİZ YILDIZLAR OLSUN. ONLARA ULAŞAMASANIZ DAHİ, YÜKSELİRSİNİZ.”
Ben bu sözü çok severim. İşte kendimize gelecekle ilgili hedefler koyarken, bu güzel sözü rehber edinelim. Mademki dünyaya gelmemizin bir sebebi var, bir amaç için burada misafir ediliyoruz, o halde bu dünya hayatımızı, en güzel, en verimli şekilde yaşamanın gayretinde olalım her zaman. Güzel izler bırakalım bu fani dünyada. Asırlar sonra bile, hatta kıyamete dek, ardımızdan iyi dilek ve dualarla anılan, insanlığa bir değer katmış bireyler olarak tamamlayalım dünya yaşamımızı.
Şunu hiç unutmayalım, içinde bulunduğumuz şartlar ve tatminsizlik bizi her zaman olumsuzluğa ve başarısızlığa götürecektir. Burada devreye sokmamız gereken en önemli şey, bir hedef sahibi olmaktır. Bir gün hatta bir saat bile vakit kaybetmeden, elimize bir kağıt kalem alıp, hatta mümkünse sağlam bir defter alıp gelecekte nerede olmak istediğimiz, yakın ve uzak vadede neler yapmamız gerektiğini bir bir detaylı bir şekilde yazmak. Çünkü yazıya dökülen hayaller, hedef haline gelir.Hayal dünyanızda var ettiğiniz, iç aleminizde yaşadığınız hayatı mutlaka yazılı hale getirin. Sonra o yazılı hale getirdiğiniz hayal dünyanıza, her gün ama her gün girin ve orada yaşayın! Yani tekrar tekrar okuyun, ilgilenin onlarla… Güncelleyin, yeni şeyler ekleyip hoşlanmadıklarınızı silin. İlgilendikçe sağlam hedefler sahibi olduğunuzu görecek ve yavaş yavaş o hedef dünyanıza doğru adım atacaksınız. Burada dikkat etmemiz gereken şey, yapılabilir, gerçekleşmesi mümkün hedefler belirlemek. Yoksa hayal kırıklıkları yaşanabilir. Büyük hedefler koymalı ama yapılabilirliği olmalı onların. Mutlaka o hedefi nasıl yapacağınızı da düşünmelisiniz zaten. Mümkün değilse ondan vazgeçip, yenilerinin hayalini kurmaya başlayın.
Dünya hayatınını çok hızlı yaşıyoruz. Bu hızlı akış içinde, günlük meşgalelerimiz bizi adeta esir alıyor. Farkında değiliz ama hızla yaşamımızın sonuna doğru ilerliyoruz. Peki ne yaptık bu dünyada, kendimiz için, insanlık için? Şuan ayrılmamız gerekirse, nasıl bir iz bıraktık!
Yenigün Gazetesi / 27 Haziran 2016